7 Haziran 2013 Cuma

Dünya Gerçekleri : Taksim gezi parkı olaylarının iç yüzü

Dünya Gerçekleri : Taksim gezi parkı olaylarının iç yüzü: Finans oligarşisinin hortumunu kesince ne olur?  En büyük darbe! Şimdi Türkiye’de son bir haftadır olan ekonomik gelişmelere bakalım, sonra ondan öncesine de geleceğiz.

Bu hafta TCMB çok önemli bir karar aldı. Bankaların Kredili Mevduat Hesapları (KMH) faizine ciddi bir sınırlama getirdi. Burada haksız ve fahiş faiz oranı tavanını yüzde 2.2 olarak belirledi. Bankalar, bu hesaplara aylık yüzde 5’e kadar çıkan faizler uyguluyordu.

İnanın bu Cumhuriyet tarihinde finans oligarşisine vurulmuş en büyük darbelerden birisidir.

KMH’ları liderliğini -bir kamu bankasını dışarıda tutarsak- İş Bankası yüzde 20 ile elinde bulunduruyordu.

(mehmet ali alaboranın neden mesele başka dediğini anlamışsınızdır. çünkü iş bankası ile 2,5 trilyonluk reklam anlaşması güme gideçek)

Bakın Türkiye’de finans oligarşisinin hortumunu kestiğiniz zaman ya da objektif koşullar gereği, finans oligarşisi gerilediği zaman, rejim önce sallanır, sonra değişir. 

Tabii darbe ile... 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat 1997... Hep böyle olmuştur. Çok yazdım ama yine yazayım; 

28 Şubat’ın en ciddi ekonomik nedeni, Erbakan’ın faizleri hızla düşürecek -çünkü kamu borçlanma gereği de aşağıya geliyordu- havuz sistemi idi. 

Bu sistem, kamu iktisadi teşebbüslerinin (KİT) hesaplarını bir kamu bankasında topluyor ve KİT’ler yine, ihtiyaçları olduğu zaman, bu ortak havuz hesabından düşük faizle borçlanabiliyorlardı. 

Bu faizleri hızla aşağıya çekecek bir uygulama olduğu gibi, finans oligarşisinin faiz hortumunu kesiyordu. Sonuçta 28 Şubat oldu ve bunun gibi birçok hortum yeniden -askerle- tesis edildi.

Reyhanlı, sermaye çıkışı ve Taksim...

Tam da şimdi, aynen 28 Şubat öncesinde olduğu gibi, Türkiye’nin, faizleri daha da aşağıya çekecek yeni bir ekonomi politikasına, ilk defa TCMB’nin de desteği ile girdiğini görüyoruz. 

Burada Başbakan’ın ve Numan Kurtulmuş’un belirleyiciliği artıyor. 

Ekonomi ve Sanayi Bakanlıkları’nın haklı olduğu belirginleşiyor ve (Yani Zafer Çağlayan ve Nihat Ergün’ün söyledikleri) sürece damgasını vuruyor. 

Son 15 gündür, malum çevreler, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışını da fırsat bilip, Türkiye’den hızlı sermaye çıkışını da tezgâhladılar.

Bunu hep yapmışlardır. Böylece faizleri ve kuru yukarı çekmeyi başarıp, TCMB’nin daha fazla faiz indirmesinin önüne geçmeye çalıştılar. 

Tabii ki bunun dışında, bu köşede hep yazıldı, Türkiye’nin sanayide Almanya ile rekabeti ve uzak pazarlarda kapışması, enerji hatlarını, özellikle Güney Gaz Koridoru ile çeşitlendirerek Rusya tekelini kırması, Irak ve savaş sonrası Suriye’de belirleyiciliğinin artması bizim finans oligarşisinin dış ortaklarının hiç istemediği şeyler... 

İnanın CHP’yi Reyhanlı katliamına kadar bunun için cepheye sürdüler, şimdi de bir iç kalkışma ve sonucunda yine post-’modern’ bir darbe için son kozlarını oynuyorlar.

İşte budur, olan bitenin arkasındaki temel ekonomi... 

1 Haziran 2013 Cumartesi

ŞİİR DEMETİ 1

Hani bir sevgilin vardı 
Yedi sekiz sene önce, 
Dün yolda rasladım 
Sevindi beni görünce. 
Sokakta ayak üstü 
Konustuk ordan burdan. 
Evlenmiş, çocukları olmuş 
Bir kiz, bir oglan. 
Seni sordu 
Hic değişmedi dedim. 
Bildigin gibi.. 
Anlıyordu 
Mesutmus, kocasını seviyormuş. 
Kendilerininmiş evleri.. 
Bir suçlu gibi ezik. 
Sana selam söyledi 

Behçet Necatigil

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Orhan Veli

RİNDLERİN ÖLÜMÜ
Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.

Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her şiirini hazdan.
Hala doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinden;
Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!
Yahya Kemal BEYATLI


BENİ GÜZEL HATIRLA
Beni güzel hatırla 
Bunlar son satırlar 
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından 
Yada bir yağmr sel oldum sokağında 
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim 
Beklide bir rüyaydım 
Senin için.. 
Uyandın ve ben bittim 
Beni güzel hatırla 
Çünkü sevdim seni ben her şeyini 
Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın 
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini 
Beni üzdün kınamadım 
Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım 
Beni güzel hatırla 
Sayfalarca mektup bıraktım sana 
Şiirler yazdım her gece 
Çoğunu okutmadım 
Sakladım günahını sevabını içimde 
Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın 
Beni güzel hatırla 
Sana unutulmaz geceler bıraktım 
Sana en yorgun sabahlar 
Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım 
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka 
Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye 
Vedalar bıraktım duraklarda 
Ne arasan bir sevdanın içinde 
Fazlasıyla bıraktım ardımda 
Beni güzel hatırla 
Dizlerimde uyuduğunu düşün 
Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı 
Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne 
Anlından öptüğüm dakikaları 
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün 
Şaşırtmayı severim biliyorsun 
Bu da sana son sürprizim olsun 
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum 
Beni güzel hatırla 
GİDİYORUM … 

Tek Hece
Var mı beni içinizde tanıyan? 
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. 
Kalmasa da şöhretimi duymayan, 
Kimliğimi tarif etmek zor benim... 

Bülbül benim lisanımla ötüştü, 
Bir gül için can evinden tutuştu, 
Yüreğime Toroslar'dan çığ düştü, 
Yangınımı söndürmedi kar benim... 

Niceler sultandı, kraldı, şahtı, 
Benimle değişti talihi, bahtı, 
Yerle bir eyledim tac ile tahtı, 
Akıl almaz hünerlerim var benim... 

Kamil iken cahil ettim alimi, 
Vahşi iken yahşi ettim zalimi, 
Yavuz iken zebun ettim Selim'i, 
Her oyunu bozan gizli zor benim... 

Yeryüzünde ben ürettim veremi, 
Lokman Hekim bulamadı çaremi, 
Aslı için kül eyledim Kerem'i, 
İbrahim'in atıldığı kor benim... 

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di, 
Hatrım için yüce dağlar delindi, 
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi, 
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... 

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm, 
Yunus'umla öfkeleri dindirdim, 
Günahımla çok ocaklar söndürdüm, 
Mevla'danım, hayır benim, şer benim... 

Benim için yaratıldı Muhammed, 
Benim için yağdırıldı o rahmet, 
Evliyanın sözündeki muhabbet, 
Embiyanın yüzündeki nur benim... 

Kimsesizim, hısmımda yok hasmım da, 
Görünmezim, cismimde yok resmim de, 
Dil üzmezim, tek hece var ismim de, 
Barınağım gönül denen yer benim... 

Benim adım aşk.
Cemal Safi