Hugo Sanchez profesyonel futbola dişçi olmak için gittiği üniversitenin takımında başladığında, Meksika Milli Takımı’nda çeşitli kademelerde oynamıştı. Sanchez, derslerden sıkılmış ve profosyonel futbolcu olmaya karar vererek belki de doğru olanı yapmıştı.
İlk sezonunda takımının şampiyonluklarında büyük rol üstlendi. Daha sonra Hugo kendi tabiri ile ”Oraya gitmeseydim futbol hayatım bu kadar başarılı olmazdı” diyeceği ABD’ye gitti. Burada kiralık olarak futbol oynadı ve Beckenbauer, Cruyff gibi oyuncularla genç yaşta beraber oynama fırsatı yakaladı. Ayrıca Hugo Sanchez Amerika’da oynarken futbolu yeni yeni öğrenen bu acemiler arasında sert bir futbol oynandığı için daha kıvrak ve daha atik olmayı öğrendi.
Hugo artık Avrupa’ya açılmaya hazırdı. Önce Arsenal’den gelen teklifi kültürel farklılıklar nedeni ile geri çevirdi ve 1981 yılında Atletico Madrid takımına transfer oldu. İlk yılında adaptasyon sorunu yaşasa da Marca gazetesinin gol La Liga Gol Kralı’na verdiği Pichichi ödülünü kazanmayı başardı.
Hugo, doğal olarak Real Madrid’in de gözünden kaçmadı. 1985 yılına gelindiğinde Hugo Sanchez, Real Madrid takımının oyuncusuydu. Beyaz forma ile meşhur kafa golleri, ceza sahasının her yerinden atabildiği revaşata golleri ile tam 5 defa daha lig şampiyonluğu yaşadı. Bu ona Altın Ayakkabı ödülünü de getiriyordu.
O yıllarda Sanchez adı bir efsaneye dahi konu oldu. Rivayete göre Yugoslavya iç savaşında Sırp askerler iki gazeteciyi öldürmek üzereydi. Sırplardan biri gazetecilerin pasaportuna baktı ve Meksika yazısını görünce ”Sanchez, Sanchez !” diye bağırdı. Sırp askerlerin Hugo Sanchez hayranlığı gazetecilerin hayatlarını kurtarmıştı.
Hugo, futbolu bıraktıktıktan sonra da futboldan kopmadı. Teknik direktörlük yaptı ve gençlere her daim öncülük etti. Altın çocuk Hugo hep kız kardeşinin ona öğrettiği taklaları ve attığı inanılmaz goller ile hatırlanacak. Babasının da dediği gibi : ” O, Meksika futbolunun en büyüğü…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder